Devlet büyükleri, bir konferansta önemli açıklamalarda bulundu. Kur'an-ı Kerim'e, Peygamber Efendimiz'e ve dini değerlere yönelik sistematik saldırılardan duyduğu endişeyi dile getiren devlet büyükleri, cahil, yarım yamalak bilgili kişilerin medya üzerinden gençleri yanlış yönlendirdiğini belirtti. Filmlerden, dizilere, televizyon programlarına kadar birçok platformda dini değerlerin ve dindarların hedef alındığını vurgulayan devlet büyükleri, tekil olumsuz örnekler üzerinden genelleme yapılarak tüm dindarlara hakaret edildiğini ve bu durumun 28 Şubat dönemini hatırlattığını ifade etti. Sarıklı, sakallı, başörtülü ve dini kıyafetleri giyen vatandaşlara yönelik ahlaksız saldırılar ve itibar suikastlarının kabul edilemez olduğunu söyledi. Bu saldırılara karşı güçlü bir direniş hattı kurulması gerektiğini savundu.
İlim Ehli Üzerindeki Sorumluluk
Devlet büyükleri, ilim ve mesuliyet sahibi kişilerin bu saldırılara karşı durması gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda, ilim ehli kişilerin hassas konuları medya ve sosyal medyada tartışmasının tehlikeli bir yol olduğunu ve bu durumun dini müesseselere olan güveni zedelediğini belirtti. Özellikle sivil dini yapıların iç tartışmalarının kamuoyuna yansımasının olumsuz etkilerinden bahsederek, bu durumun sapık oluşumlar için zemin hazırladığını ve toplumda umutsuzluğa yol açtığını ifade etti. Konuşmasında, bazı sivil dini kuruluşlardaki sorunlara da dolaylı olarak değindiği anlaşılıyor. Toplumsal huzurun ve güvenin sağlanması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Şöhret Hastalığı Uyarısı
Konuşmasının devamında, "Din adamlığıyla şovmenlik aynı kefeye konulamaz" diyerek, şöhret hırsının samimiyeti yok ettiğini ve bunun büyük bir vebal olduğunu dile getirdi. Topluma örnek olması beklenen kişilerin şöhret uğruna samimiyetten uzaklaşmasının iki dünyada da hesap sorulacak ağır bir günah olduğunu belirtti. Bu açıklamalar, toplumda önemli yankı uyandırdı ve çeşitli yorumlara yol açtı.
Hedefte Kim Var?
Devlet büyüklerinin bu sözlerinin kime yönelik olduğu kamuoyunda tartışma konusu oldu. Bazı yorumcular, sözlerin ünlü bir dini şahsiyet olan Cübbeli Ahmet Hoca'yı hedef aldığını öne sürdü. Bilindiği gibi, Cübbeli Ahmet Hoca'nın son zamanlarda yaptığı açıklamalar tartışmalara neden olmuştu. Özellikle bir sporcunun özel hayatıyla ilgili yaptığı yorumlar büyük tepki toplamıştı. Ancak devlet büyüklerinin açıklamaları genel bir çerçeve çizmekte ve belirli bir kişiyi direkt hedef almamaktadır. Toplumun dini hassasiyetlerine dikkat çeken ve bu konuda sorumluluk çağrısı yapan bir konuşma olduğu söylenebilir. Bu nedenle, sözlerin yalnızca Cübbeli Ahmet Hoca'ya yönelik olup olmadığı kesin olarak söylenemez.