6 Şubat Depremlerinin Acı Gerçeği
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümünde yaptığı açıklamada, felaketin acısını ve yaşanan kayıpları bir kez daha hatırlattı. Depremin ülke olarak ne kadar kırılgan olduğumuzu acı bir şekilde gösterdiğini vurgulayan Ardıç, benzer felaketlerin etkisini azaltmak için yaşananlardan ders çıkarmanın önemine dikkat çekti. Hatalardan ders çıkarılması durumunda ülkenin depreme karşı koyabilecek güce sahip olduğunu belirtti. Sadece inşaat ve mühendislik önlemleriyle sınırlı kalmamak gerektiğini, bireysel ve toplumsal bir deprem kültürünün oluşturulması gerektiğini ifade etti. Bu kültürün yasal düzenlemeler, eğitimler ve farkındalık çalışmalarıyla desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Deprem hazırlığının gelecek nesillere en büyük sorumluluk olduğunu ekleyerek, depremle yaşamayı öğrenmenin ve gerekli önlemleri almanın çocukların ve torunların daha güvenli bir gelecekte yaşamasına olanak sağlayacağını söyledi.
Depreme Karşı Dirençli Bir Türkiye
Ardıç, bilimin ve teknolojinin hızla geliştiği bu dönemde depreme hazırlıklı olmanın büyük önem taşıdığını belirtti. Deprem kültürünün geliştirilmesinin gelecek nesillere kalacak değerli bir miras olacağını dile getirdi. Ankara Sanayi Odası'nın depremin hemen ardından harekete geçtiğini ve 'Deprem Afet Kriz Toplantısı' gerçekleştirdiğini, Hatay'da 1500 kişilik ASO Yaşam Merkezi'ni kurmak için kampanya başlattığını ve 300 tam donanımlı konteyner sağladığını anlattı. Antakya Organize Sanayi Bölgesi'ni ziyaret ederek sanayi tesislerinin faaliyetlerine başlaması için 'tersine göç' kampanyası başlattıklarını da ekledi. Devlet ve milletin dayanışmasının depremde en üst düzeyde olduğunu vurguladı. Birlik ve beraberlik içinde zorlukların üstesinden gelinebileceğini, acıları hafifletilebileceğini belirtti. En büyük temennisinin ülkenin depreme ve diğer afetlere karşı en üst düzeyde hazır olması ve böyle acıları bir daha yaşamaması olduğunu ifade etti.
Deprem Kültürü: Geleceğe Yatırım
Ardıç sözlerini, "Unutulmamalıdır ki deprem değil, depreme hazırlıklı olmamak öldürür" diyerek tamamladı. Seyit Ardıç'ın açıklamaları, deprem hazırlığının önemini ve bunun gelecek nesiller için bir sorumluluk olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bireysel ve toplumsal bilinçlendirmenin, yeterli alt yapı ve eğitimle desteklenmesinin, afetlere karşı daha dirençli bir Türkiye oluşturmada hayati önem taşıdığı vurgulandı. Depremin sadece bir doğal afet olmadığı, hazırlıklı olunmadığında yıkıcı sonuçlar doğurabilen bir risk olduğu hatırlatıldı. Bu nedenle, deprem bilinci ve kültürüyle yaşamanın, gelecek nesillerin güvenliğini sağlamak adına olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu belirtildi.