Suriye'de yönetimin değişmesinin ardından en önemli sorunlardan biri YPG'nin geleceği oldu. Silahlı grupların silahlarını bırakma açıklamaları, YPG üzerindeki baskıyı artırdı. Ankara, Şam ve Washington arasındaki görüşmeler henüz somut sonuç vermedi. Taraflar sahadaki pozisyonlarını koruyor. Ankara ve yeni Şam yönetimi, YPG dahil tüm silahlı grupların tasfiyesini istiyor. Ancak ABD, bölgedeki askeri varlığını artırdı ve IŞİD hedeflerine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Bu durum, çözüm arayışlarını karmaşıklaştırıyor. Yeni Suriye'nin inşasında anayasa ve siyasi sistem kadar Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) akıbeti de belirleyici olacak. SDG'nin ABD başta olmak üzere Batılı güçlerle iş birliği yapması ve Fırat'ın doğusunda önemli topraklar kontrol etmesi durumu daha da zorlaştırıyor. YPG'nin IŞİD ile mücadelesi ve IŞİD üyelerinin tutulduğu cezaevleri ile kampları kontrol etmesi de önemli bir engel oluşturuyor.

Ankara ve Şam'ın Ortak Görüşü

Türkiye, YPG'yi PKK'nın Suriye uzantısı ve "terörist grup" olarak görüyor. Şam yönetimi de tüm silahlı grupların tasfiyesini talep ediyor. Aralık ayında Şam'ın yeni lideri Ahmed eş-Şara, Ankara'yı ziyaret etti. Görüşmelerde İbrahim Kalın ve Hakan Fidan ile bir araya gelen Şara, tüm silahlı grupların silahlarını bırakması gerektiğini vurguladı. Bu durum, Ankara ve Şam arasında YPG konusunda ortak bir dilin oluştuğunu gösteriyor. Ancak Şara, Ankara'nın aksine güç kullanma tehdidinde bulunmadı. Yeni yönetim, öncelikle silahlı grupların tasfiyesini, ardından anayasa ve siyasi süreçleri ele almayı planlıyor gibi görünüyor. Muhalif grupların silahlarını bırakma açıklaması da bu yaklaşımı destekliyor. Şam ile YPG liderliği arasındaki temaslar yakından takip ediliyor, ancak henüz bir plan ya da formül belli değil.

Türkiye Yeni Bir Operasyon Yapacak mı?

Türkiye'den YPG'ye yönelik mesajlar, Aralık 2024'ten beri daha sert bir ton kazandı. Esad yönetiminin devrilmesi ve ABD'de Donald Trump'ın yeniden başkanlık olasılığı bu sertliğin nedenleri arasında. Recep Tayyip Erdoğan, YPG için "yolun sonunun göründüğünü" belirtti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Suriyeli olmayanların ülkeden ayrılması, diğerlerinin ise silahlarını bırakıp sivil hayata dönmesi gerektiğini söyledi. Yeni bir sınır ötesi operasyonun yakın zamanda beklenmese de, adımlar atılmazsa "gerekli önlemlerin alınacağı" ifade edildi. Hakan Fidan, El Cezire'ye verdiği röportajda, Şam'ın yeni yönetiminin konuya uygun yaklaşması durumunda Türkiye'nin müdahale etmesine gerek kalmayacağını belirtti.

ABD'nin Rolü ve Sahadaki Durum

ABD, 2015'ten beri YPG ile ortaklık yapıyor ve 2017'den beri askeri destek sağlıyor. Bir yandan Şam ve Ankara ile diplomasi yürütüyor, diğer yandan da bölgedeki askeri varlığını artırıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Barbara Leaf, Şam'ı ziyaret etti ve YPG konusunu da görüştü. Leaf, SDG'nin geleceğine ilişkin olarak, gerilimi azaltmak ve yönetilen bir geçiş için çalıştıklarını söyledi. ABD'nin askeri varlığının 2000'e çıkarılması ve IŞİD'e yönelik saldırıların artması dikkat çekici. İngiltere, Almanya ve Fransa da IŞİD tehdidini vurguluyor. Ancak IŞİD ile mücadele konusunda somut bir formül üzerinde uzlaşma sağlanamadı. YPG, yeni Suriye bayrağını kabul etti ve kontrolündeki bölgelerde kullanmaya başladı. Ancak asıl mücadelesi Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) ile. Görüşmeler sonucu YPG, Tel Rıfat ve Menbiç'teki askeri varlığını Fırat'ın doğusuna çekti. Ateşkes devam ediyor ancak gerilim sürüyor. SMO ve YPG Karakoçak mevkiinde pozisyonlarını koruyor.