Esenyurt'ta Kayyum Kararı Protesto Ediliyor
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve yerine kayyum atanması nedeniyle CHP, Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'nda nöbet başlattı. Nöbete, CHP'li belediye başkanları ve çok sayıda partili katılıyor. Günlerdir devam eden protesto gösterileri, kayyum uygulamasına karşı kamuoyunda geniş bir tepkiye yol açtı. Partiler, demokratik seçimlerle belirlenen yerel yöneticilerin görevden alınmasının kabul edilemez olduğunu savunuyorlar. Göstericiler, Ahmet Özer'in serbest bırakılmasını ve kayyum kararının kaldırılmasını talep ediyorlar. Bu olay, yerel yönetimlerdeki siyasi müdahalelerin boyutu konusunda endişeleri artırdı. Protestocular, Türkiye'deki demokratik süreçlerin tehlikeye atıldığını düşünüyorlar. Yerel yönetimlerin, vatandaşların iradesinin temsilcisi olarak bağımsız hareket etme hakkına sahip olması gerektiğini vurguluyorlar.
Büyükçekmece Belediye Başkanı'ndan Kayyum Eleştirisi
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, nöbette yaptığı konuşmada kayyum uygulamasını sert bir dille eleştirdi. Akgün, "Türkiye, dünyaya demokrasi konusunda örnek olmuş bir ülkedir. Kadınlara seçme seçilme hakkını 1930'larda veren bir ülkede, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması kabul edilemez." dedi. Avrupa ülkelerinin kadınlara seçme hakkı tanımalarındaki gecikmeyi hatırlatan Akgün, Türkiye'nin bu konuda çok daha ileride olduğunu vurguladı. Akgün, seçilmiş belediye başkanının görevden alınmasının demokratik bir uygulama olmadığını ve Türkiye'nin bu uygulamadan vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Konuşmasında, Ahmet Özer'in bir an önce görevine dönmesi gerektiğini ve Ankara'nın kayyum kararını geri alması gerektiğini dile getirdi. Akgün, kayyum uygulamasının Türkiye'nin lügatından çıkarılması gerektiğini savundu.
Eyüpsultan Belediye Başkanı'ndan Dayanışma Çağrısı
Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen de nöbette konuşarak, Ahmet Özer'e destek verdiklerini ve demokrasinin temel değerlerine bağlı kalacaklarını ifade etti. Özmen, "Demokrasinin temeli sandıktır, millet iradesidir. Sandığın dışında yargı, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler gibi yapılar da demokrasiyi destekler, ancak en temeli sandıktır." dedi. Özmen, Ahmet Özer'in tutukluluğunun millet iradesinin tecelli etmesini engellediğini savundu. Özmen, bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini ve Ahmet Özer'in görevine dönmesi gerektiğini vurguladı. Özmen, bu dayanışmanın demokrasinin güçlenmesi için çok önemli olduğunu söyledi ve tüm vatandaşları demokrasi mücadelesine katılmaya çağırdı. Özmen, Ahmet Özer'in serbest kalması ve görevine dönmesi için umutlu olduğunu dile getirdi.
Kayyum Uygulamasının Son Bulması İçin Çağrı
Konuşmacılar, Türkiye'nin demokrasi geleneğine vurgu yaparak, kayyum uygulamasının son bulması için çağrıda bulundular. Avrupa Konseyi raporlarına atıfta bulunarak, kayyum uygulamasının Türkiye'nin demokratik imajına zarar verdiğini ve bu uygulamanın uluslararası alanda da eleştirildiğini belirttiler. İçişleri Bakanı'nın yetkilerinin demokratik normlara uygun şekilde kullanılması gerektiğini ve yerel yönetimlerdeki müdahalelerin son bulması gerektiğini savundular. Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlara verdiği seçme ve seçilme hakkını örnek göstererek, Türkiye'nin demokrasinin öncüsü olduğunu ancak kayyum uygulamasıyla bu imajının zedelendiğini vurguladılar. İsviçre'nin kadınlara seçme hakkını tanıma tarihine değinerek, Türkiye'nin demokrasisi konusunda Avrupa ülkelerine örnek olduğunu belirttiler. Fransa ve İtalya'nın kadınlara seçme hakkı verme tarihlerini hatırlatarak, Türkiye'nin demokratik gelişmelerinin önemini bir kez daha vurguladılar. Tüm konuşmacılar, Ahmet Özer'in tutukluluğunun haksız olduğunu ve kayyum uygulamasının derhal son bulması gerektiğini tekrar tekrar dile getirdiler.